İdrar Yolu Enfeksiyonları
Üriner sistem
- İdrarı oluşturan böbrekler ve oluşan idrarın dışarı atılmasını sağlayan sisteme üriner sistem denir.
- Üriner sistem sağ ve sol 2 adet böbrek, sağ ve sol 2 adet üreter, idrar torbası(mesane) ve üretradan(idrar yolu) oluşur.
- Böbreklerde oluşan idrar, üreter adı verilen kanalla idrar torbasına(mesane) iletilir.
- İdrar torbasında depolan idrar da yeterli kapasiteye ulaşınca, üretra(idrar yolu) adı verilen kanalla vücut dışına atılır.
- Üriner sistem,alt üriner sistem (üretra, mesane), ve üst üriner sistem (üreter,böbrek) olarak incelenir.
- İdrar yolu enfeksiyonları da alt üriner sistem(sistit) ve üst üriner sistem enfeksiyonu (genel olarak pyelonefrit) şeklinde adlandırılır.
- Üst idrar yolu enfeksiyonları daha risklidir ve böbrek hasarı oluşturabilir.
- Hasta değerlendirilirken klinik ve laboratuvar olarak bu ayrımı yapmaya çalışmak yararlıdır, ancak çocuklarda kolay olmamaktadır.
- Yenidoğan bebekte idrar yolu enfeksiyonları genellikle kan yolu ile oluşur ve sepsis dediğimiz hastalık ile beraberdir.
- Yenidoğan bebekte tek başına idrar yolu enfeksiyonu nadirdir.
- Yenidoğan döneminden sonra özellikle kızlarda üretranın(idrar yolu) kısa olması idrar yolu enfeksiyonu riskini artırmaktadır.
- İdrar yolu enfeksiyonuna neden olan mikroplar genellikle çocuğun kendi bağırsağından kaynaklanır.
- Etken %80 oranında E.Coli’dir.
- E.Coli ilk idrar yolu enfeksiyonlarının %90’nından,tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarının %75-90’nından sorumludur.
- Belirtiler yaşa göre farklılık gösterebilir, çok değişken olabilir.
- Bu nedenle en küçük şüphede idrar yolu enfeksiyonu açısından değerlendirme yapılmalıdır.
- Özellikle yenidoğan ve küçük bebeklerde idrar yolu enfeksiyonunu düşündürecek belirtiler sıklıkla yoktur.
- Bu çocuklarda izah edilemeyen ateş ve enfeksiyon durumunda idrar analizinin yapılması uygun olur.
- Cocuklarda, idrar tutma, sık idrara gitme,çiş yaparken ağrı,idrar kaçırma, kötü kokulu idrar gibi belirtiler daha çok sistiti,
- Yüksek ateş, yan-bel ağrısı, karın ağrısı,huzursuzluk, bulantı, kusma, gibi belirtiler ise daha çok pyelonefriti düşündürür.
- Ancak idrar tutma,sık idrara gitme,çiş yaparken ağrı gibi bulgular idrar yolu enfeksiyonu olmadan da bazı durumlarda oluşabilir.
- Sistit genellikle ateş yapmaz ve böbrek hasarına yol açmaz.
- İdrar yolu enfeksiyonlarının %30-50’si tekrarlamaya eğilim gösterirler.
- Bunların da %90’ı enfeksiyondan sonraki ilk üç ay içinde görülür.
- Üriner sistemdeki tekrarlayan(rekürren) enfeksiyonlar relaps veya reenfeksiyon şeklinde olabilir.
- Relapsta genellikle yetersiz tedaviye bağlı aynı etkenin tekrar üremesi söz konusudur.
- Reenfeksiyonda ise belli bir süre sonra öncekinden farklı yeni bir enfeksiyon vardır.
Tekrarlayan (rekürren) idrar yolu enfeksiyonu,
6 ayda 2 ve daha fazla,12 ayda 3 ve daha fazla sayıda idrar yolu enfeksiyonu geçirilmesidir.
Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları böbrek hasarına yol açabilir.
Laboratuvar
- Teşhiste altın standart uygun alınmış idrarda kültür pozitifliğidir,yani mikrop üremesinin saptanmasıdır.
- Hiçbir şikayet ve belirti olmayan çocukta idrar tetkiki(TİT) normal ise kültür almaya gerek yoktur.
- Ancak idrar yolu enfeksiyonu ile ilgili şikayet ve belirtileri olan çocukta idrar tetkiki normal bile olsa idrar kültürü yapmak gerekir.
- Analiz için alınan idrar hemen incelenmelidir.
- İdrar örneği, hem idrar tetkiki için hem de idrar kültürü için oda ısısında 1 saatten fazla bekletilmemelidir.
- 3 saatlik gecikme mikroskobi duyarlılığında %35 azalma yapabilir.
- Eğer kültür için beklenecekse idrarı buzdolabı gibi soğuk bir ortamda bekletmek uygundur.
- İdrar analizinde mikroskopik değerlendirme ile bakteri ve lökosit varlığı araştırılırken,
- Dipstick testi ile lökosit esteraz ve nitrit varlığı araştırılır.
- Dipstick testi hızlı,kullanışlı her yerde uygulanabilen,lökosit esteraz ve nitrit varlığını ölçen testtir.
Dipstick testi - İdrar analizinde lökosit esteraz değerinin pozitif olması idrar yolu enfeksiyonu olasılığını kuvvetle destekler.
- Lökosit esteraz değerinin negatif olması idrar yolu enfeksiyonunu ekarte ettirmez.
- Lökosit esteraz testinin pozitifliği piyüriyi(idrarda lökosit varlığını) gösterip İYE tanısını destekler.
- Lökosit esteraz testinin duyarlılığı %84,özgüllüğü %78 saptanmıştır.
- Streptokokal enfeksiyonlar,Kawasaki hastalığı gibi durumlarda yanlış pozitiflik saptanabilir.
- Nitrit testi, idrarda bakteri varlığını gösterir.
- İdrara diyetten karışan nitratlar, nitrat redüktaz enzimi salgılayan bakteriler tarafından nitrite dönüştürülür.
- Nitrit testinin duyarlılığı %98,özgüllüğü %53 kadardır.
- Nitrit testinin pozitifliği İYE tanısını destekler ancak negatifliği tanıyı dışlamaz.
- Lökosit esteraz ve nitrit testinin pozitif olması idrar yolu enfeksiyonu ihtimalini güçlendirir.
- Dipstick testinde nitrit ve lökosit esteraz testi pozitif saptanırsa duyarlılık %72,özgüllük %96 kadardır.
İdrarın mikroskopik incelenmesi - İdrarın mikroskopik incelenmesinde santrifüje edilmiş boyanmamış idrar örneği bakteri ve lökosit varlığı açısından incelenir.
- Santrifüje edilmiş idrar örneğinde ≥5 lökosit/HPF piyüri olarak kabul edilir.
- HPF 40’lık objektif düzeyindeki büyük kuru büyütme alanı olarak tanımlanmaktadir.
- Bakteriüri ise santrifüje edilmiş idrar örneğinde ≥1 bakteri/HPF olarak tanımlanır.
- Güçlendirilmiş idrar tetkikinde ise santrifüje edilmemiş idrar örneğinin bir hemositometre ile incelenmesi sonucunda büyütülmüş her alanda >10 lökosit saptanması piyüri,santrifüj edilmemiş idrarın gram boyanmış yaymada(2 damla idrar ile)≥1 gram-negatif bakteri/10 immersiyon alanında saptanması bakteriüri olarak tanımlanmıştır.
- Güçlendirilmiş idrar tetkikinin standart idrar tetkikine göre özgüllüğü,duyarlılığı ve pozitif tahmin değeri daha yüksek olduğundan imkanlar uygun olduğunda tercih edilmesi gereken yöntemdir.
- Bu testin negatif tahmin ettirici değerinin %99.8 olduğunu, bu test sonucunda piyüri ya da bakteriüri saptanmamış olmasının belki de idrar kültürü yapılması gereğini ortadan kaldıracağını ileri sürülmektedir.
- Piyüri olmadan idrar kültürünün pozitif olduğu durumlar,enfeksiyonun erken döneminde ya da üriner sistem kolonizasyonun olduğu asemptomatik bakteriüride görülür.
- Bu durumda TİT ve idrar kültürü tekrar edilmelidir.
- Piyüri saptanmaz ve idrar kültüründe üreme olmazsa kontaminasyon kabul edilmelidir.
- İdrar sedimentinde saptanan eritrositler ise kanama göstergesi olup 2-3’e kadar normal kabul edilir.
İdrar kültürü
- Uygun koşullarda alınmış idrar kültürü İYE tanısında altın standarttır.
- İdrar kültüründeki anlamlı üreme ve piyüri varlığı birlikte İYE tanısını kuvvetle destekler.
- Orta akım kültüründe ≥100.000 CFU/mL üropatojen bakteri üremesi,
- Kateter kültüründe ≥50.000 CFU mL/üropatojen bakteri üremesi,
- Suprapubik aspirasyon örneğinde herhangi üropatojen bakteri üremesi pozitif olarak kabul edilir.
- Lactobacillus spp,Koagulaz-negatif stafilokoklar ve Corynebacterium spp. üropatojen kabul edilmez.
- Kateter kültüründe 10.000-50.000 CFU/mL üropatojen bakteri üremesinde kateterle idrar kültürü tekrar edilmelidir.
- İkinci kültürde ≥10.000CFU/mL üropatojen bakteri üremesi ile birlikte piyüri varlığında idrar kültürü pozitif kabul edilebilir.
İdrar kültüründe üreyen mikroorganizmalar
Çocuklarda idrar toplamı yöntemleri
İdrar numunesi alma
- İdrar örneğinin uygun alınması kültür ve TİT sonuçlarının doğru yorumu açısından önemlidir.
- Kültür ve TİT için tuvalet eğitimi almış çocuklarda orta akım idrar örneği,
- Tuvalet eğitimi almamış çocuklarda ise suprapubik aspirasyon ya da katater ile idrar örneği alınmalıdır.
- Torba metodu kültür için önerilmemektedir.
- Torba ile alınan idrar örneği 2-24 ay arası ateş yüksekliği olup toksik görünümlü olmayan ve hızlı
antibiyotik ihtiyacı olmayan hastalarda TİT için kullanılabilir. - İdrar örnekleri yanlış (+) ve yanlış (-) sonuçları açısından oda ısısında 1 saatten,buzdolabında ise 4 saatten fazla bekletilmemelidir.
- Tuvalet eğitimi almış kız çocukların perinesi sabunlu su ile temizlendikten sonra arkasına döndürülerek
ve çömelme pozisyonunda iken orta akım idrar örneği alınmalıdır. - Böylece doğal olarak üretra ve vulva ayrılarak kontaminasyon riski azaltılır.
- İkinci işemeden sonra örnek steril kaba alınır.
- Perinenin temizlenmesinin kontaminasyon riskini artırdığını gösteren görüşler olduğu gibi
kontaminasyon riskini azaltmadığını bildiren görüşler de vardır. - Erkek çocuklarda ise meatus sabunlu suyla yıkandıktan sonra sünnet derisi geriye çekilerek örnek alınmalıdır.
- Üretral kateterizasyonda ise perine %1 iyotlu solusyonla temizlendikten sonra steril sonda ile alınır.
- İlk birkaç damla kontaminasyon riskini azaltmak için dışarı boşaltılır.Daha sonra gelen idrar steril kaba alınır.
- Üretral kateterizasyonda alınan kültür sonuçları suprapubik yöntemle karşılaştırıldığında duyarlılık ve özgüllük sırasıyla %95 ve %99 saptanmıştır.Bu nedenle tuvalet eğitimi almamış olgularda birinci seçenek olarak üretral katerizasyon tercih edilir.
- Eğitimli kişiler tarafından yapılan suprapubik aspirasyon yönteminde komplikasyonlar daha az gelişir ve daha doğru sonuçlar alınır.
- Ayrıca ciddi fimozis,penil ve labial adezyon durumunda,kateterle alınan örneklerde kontaminasyon varlığı şüphesinde ya da düşük koloni sayılı üremelerde suprapubik aspirasyon yöntemi kullanılabilir.
- Torba metodunda ise perine su ve sabunla yıkandıktan sonra kuruması için beklenir.
- Daha sonra steril plastik torba bağlanır.
- Hasta 20 dakika içinde idrar vermezse işlem tekrarlanır.
- Torba yönteminde idrar örneği periüretral flora ie kontamine olabileceğinden 2-24 ay arasındaki toksik görünümlü çocuklar ve örnek alımı sonrası hemen antibiyotik başlanması gereken hastalarda bu yöntem kültür ve TİT için önerilmemektedir.
- Torba metodu ile alınan pozitif idrar kültürlerinin %85’inde yanlış pozitiflik bildirilmektedir.
- Ancak idrar kültüründe üreme saptanmazsa anlamlı kabul edilebilir.
- Yanlış değerlendirme nedeniyle uygunsuz antibiyotik kullanımına yol açacağından,torba metodu ile
kültür için idrar örneği alınması önerilmemektedir.
Görüntüleme yöntemlerinin istenmesi ve yorumlanması
Görüntüleme yöntemleri
– Ultrason (US),
– Voiding sistouretrografi (VCUG)
– Böbrek sintigrafisi
– IVP
– DÜSG (Direkt üriner sistem grafisi)
Ultrason
- Radyasyon riski taşımadığı için ilk seçilecek yöntemdir.
- Ancak uygulayan önemlidir.
- Böbreğin yapısal bozukluklarını gösterir,fonksiyonları hakkında bilgi vermez.
- Böbrek scarı ve VUR saptanması için yeterli değilidir.
VCUG (Voiding sistouretrografi-İşeme filmi)
- İlk kez ateşli idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocukların %30-45’inde VUR olduğu saptanmıştır.
- VUR saptanması için VCUG gereklidir.
- VCUG tedavi bittikten hemen sonra çekilebilir.
- Ancak enfeksiyon riski nedeniyle koruyucu antibiyotik tedavisi başlanarak çekilmelidir.
- Uygulamada,mesaneye(idrar kesesi) özel bir kateter yardımıyla ilaç verilir.
- Uretra,mesane,ureter ve idrar kesesinin durumu,en önemlisi idrar kesesinden böbreklere idrar kaçısı(VUR) hakında bilgi edinilir.
- Özellikle, VUR araştırılması amacı ile yapılan bu incelemede, çiş yapma anında tüm üriner sistemi görüntüleyen grafiler elde edilir.
Böbrek sintigrafisi(DMSA,DTPA,MAG3,EC)
- Radyoaktif maddelerin damar yoluyla verilmesinden sonra maddenin tutulum ve atılımına göre böbrek fonksiyonları değerlendirilir.
- Pyelonefrit ya da böbrek skarlarının teşhisinde kullanılır.
- Erken dönemde DMSA çekildiğinde pyelonefrit ile skar ayırımını yapmak mümkün değildir.
- Enfeksiyondan 6 ay sonra tekrar DMSA çekildiğinde sebat eden değişiklik skar olarak yorumlanır.
- Sintigrafi ile skar saptandığı taktirde VCUG çekilmesi önerilmektedir.
IVP
- IVP, iyot içeren bazı ilaçların damar yolu ile verildikten sonra çekilen filmlerle böbrek ve idrar yollarının görüntülenmesidir.
DÜSG (Direkt üriner sistem grafisi)
- En basit radyolojik yöntemdir.
- Ancak eskisi gibi kullanılmayıp ultrason tercih edilmektedir.
- Böbreklerin büyüklüğü,sayısı,boyutları,biçimi,konturları değerlendirilir.
- Radyopak taşlar veya radyopak görünümler saptanabilir.
Tedavi
1- Enfeksiyonun uygun antibiyotik ile kesin tedavisi,
2- Destek tedavisi,
Antibiyotik Tedavisi
- Hastanın klinik durumuna ve toleransına göre tedaviye oral(ağızdan) ya da parenteral(iğne şeklinde) başlanabilir.
- Her iki durumda da tedavi başarısının eşit olduğu gösterilmiştir.
- Bazı koşullarda hastanede yatarak tedavi gerekebilir.Bunlar;
– 2 aylıktan küçük bebekler
– Klinik olarak ürosepsis varlığı (toksik görünüm,hipotansiyon,dolaşım bozukluğu)
– Bağışıklık sistemi yetersizliği olan hastalar
– Kusan ya da ağızdan antibiyotiği tolere edemeyen çocuklar
– Ayaktan tedaviye yeterli yanıt vermeyen hastalar - Klinik olarak İYE şüphesi olan ve idrar analizi ile uyumlu her hastaya kültür sonucunu beklemeden tedaviye başlanmalıdır.
- Özellikle ilk 72 saatte başlanan erken ve agresif tedavi renal parankimal hasarı önlemektedir.
- Tedavi süresi yenidoğan dönemi sonrasında 7-14 gündür.
- Çocuklarda özellikle iki yaş altında 7 günden az tedavi süreleri önerilmemektedir.
- Klinik yanıt alınan durumlarda özel bir durum yoksa 14 günden fazla tedavinin de ek yararı genellikle olmamaktadır.
- Genel durumu kötü,ağızdan beslenemeyen,kusan çocuklarda başlangıç tedavisine hastanede başlanılır.
- Serum takılır ve ilk antibiyotikleri uygulanır.
- 48-72 saat sonra durumu düzelmeye başladıktan sonra oral tedaviye geçilir ve ayaktan tedaviye devam edilir.
- Başlangıçta seçilecek antibiyotiğin E.coli’ye etkili olması gerekir.
- Amoksilin ve ampisilin yüksek direnç nedeniyle ampirik tedavide önerilmemektedir.
- Amoksilin-klavunat,1.kuşak sefalosporinler,TMP-SMX’de gittikçe artan direnç nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.
- TMP-SMX, penisilin ve sefalosporin alerjisi olan çocuklar için ilk tercih olabilir.
- İdrar yolu anomalisi olmayan çocukların tedavisinde 3.kuşak sefalosporinler ilk seçenek olarak önerilmektedir.
- Florokinolonlar E.coli tedavisinde etkin olmakla beraber çocukluk döneminde güvenirliliği kesin olmadığından sadece Pseudomonas aeruginosa kaynaklı veya birden fazla direnç geliştirmiş olan gram-negatif organizmaların yol açtığı İYE tedavisinde kullanılmalıdır.
- Nitrofurantoin,nalidixic asit gibi ilaçlar idrara geçerler ancak kanda tedavi edici değer oluşturmazlar.
- Bu nedenle ateşli İYE tedavisinde kullanılması önerilmemektedir.
- Parenteral tedavi gereken hastalarda 3.veya 4.kuşak sefalosporin,ampisilin + gentamisin veya gentamisinle tedaviye başlanabilir.
- Enterokok enfeksiyonu şüphesi varsa tedaviye ampisilin eklenmelidir.
- Oral antibiyotikleri tolere edemeyen çocuklara günde 1 kez gentamisin veya seftriakson IM uygulanabilir.
- Tedavi ile 48 saat içinde klinik düzelme göstermeyen hastalarda kültür sonucu alınmamışsa antibiyotik tedavisi değiştirilir.
- Daha sonra acil üriner sistem ultrasonografisi planlanır.
Ampirik tedavide kullanılan oral ve parenteral antibiyotikler ve dozları | |||
Oral Tedavi | Parenteral Tedavi | ||
Antibiyotik | Doz | Antibiyotik | Doz |
Amoksisilin-klavulanat | 45mg/kg/gün 2 doz | Ampisilin-sulbaktam | 200mg/kg/gün 4 doz |
Sefuroksim aksetil | 30/mg/kg/gün 2 doz | Sefuroksim sodyum | 150mg/kg/gün 3 doz |
Sefprozil | 30/mg/kg/gün 2 doz | Sefotaksim | 200mg/kg/gün 4 doz |
Sefiksim | 10mg/kg/gün tek doz | Seftriakson | 80mg/kg/gün tek doz |
Sefdinir | 14mg/kg/gün tek doz | Seftazidim | 150mg/kg/gün 3 doz |
Sefpodoksim | 9mg/kg/gün tek doz | Sefepim | 100mg/kg/gün 4 doz |
Seftibuten | 10mg/kg/gün tek doz | Gentamisin | 7.5mg/kg/gün 3 doz |
TNP-SMX | 1Omg/kg/gün(TMP) 2 doz |
Destek tedavisi
- İhtiyaç halinde ateş düşürücü ve ağrı kesiciler
- Yeterli gıda ve sıvı alımının sağlanması
- Küvet yerine duş şeklinde banyonun tercih edilmesi,
- Kabızlığın önlenmesi,
- İdrarını tutmama eğitiminin verilmesi (3-4 saatlik aralarla mesanenin boşaltılmaya çalışılması)
- Uzun süreli izlemde tuvalet temizliğinin önden arkaya yapılması, değişik sabun, deterjan veya uygunsuz temizleme kağıtlarıyla genital bölgenin tahrişinden kaçınılması, tahriş etmeyen yumuşak pamuklu iç çamaşırı giyilmesi,
Bereket,G.(2014)Çocuklarda İdrar Yolu Enfeksiyonu,İstanbul:Akademi.(22 Temmuz 2014)
Çakır,D.(2014)Çocuklarda İdrar Yolu Enfeksiyonunda Tanı ve Tedavi,Klinik Tıp Pediatri Dergisi.Cilt:6 Sayı:5(10 Şubat 2016)